CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak aday gösterdiği İmamoğlu, seçimlerde yüzde 51,1 oy oranı ile ikinci dönem için yeniden seçildi. Mazbatasını alan İmamoğlu Saraçhane’de düzenlenen tötende konuşuyor.
İmamoğlu’nun açıklamalarınımöne çıkan başlıkları şöyle:
Büyük bir demokratik olgunlukla seçim sürecini tamamladıkları için bana o versin vermesin büyük bir içtenlikle tüm İstanbul’a teşekkür ediyorum. Sayın Genel Başkanıma teşekkür ediyorum… İstanbul’un güçlü ittifakının, yeni bir meşhale yakan tüm bireylrine teşekkür ediyorum. Bu meşakatli zamanda yanımdan ayrılmayan sevgili eşime çok teşekkür ediyorum. Memleketin her köşesinden, dünyanın farklı kerlerinden dua videoları geliyor. İnsanı ayakta tutan anne babasının duasıdır. Anneme ve babama teşekkür ediyorum. Çocuklarıma, bu zmanda babalarından mahrum kalan çocuklarıma teşekkür ediyorum. Kardeşime teşekkür ediyorum. Bizim prensiplerimizde akrabaların sahalara yaklaşması uygun değil. Dolayısıyla uazak kaldık. Tüm akrabalarıma teşekkür ediyorum…
‘ÇABALARI NAFİLE’
Seçmenin ortaya koyduğu tarihi bir irade olduğunu düşünüyorum. Demokrasi bir kere uyandı mı ondan kimse kaçamaz. Geri dönüş çabaları nafile olur.
2019’da başlayan süreç bugüne kadar farklı boyutları ile devam etti. Beş yıl boyunca bizi engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Siyasi maksatlı ayrı davalar ve soruşturmalarla bizi yıldırmaya çalıştılar. Onlar bizi yıldırmaya çalışırken biz işimize İstanbula döndük.
Pazar günü hukuk dışı yöntemlerle siyaseti dizayn etmeye çalışan bir anlayışın meşruiyeti de oylandı.
Demokrasinin ayarları ile oynayanların milletimizin vicdanında yeri olmadığını milletimizin asil tavrı sandıkta tescil etmiştir.
‘KANAL İSTANBUL TARİHİN TOZLU RAFLARINDA İBRET PROJESİ OLARAK KALACAK’
Geçtiğimiz pazar günü İstanbullular iktidarın bu şehrin iradesine yönelik politika ve uygulamalarını kesin olarak mahkum etti. Bu seçim Kanal İstanbul için tarihi bir referandumdur. Her meydanda halkımıza ‘Kanal mı İstanbul mu?’ diye sordumç Halkımız ‘İstanbul’ diye haykırdı. Beton kanal projesinin tarihin tozlu raflarında bir ibret projesi olarak kalmasını sağlayacağız.
İleride tarihçiler, şehirciler ve çevre bilimciler halkın iradesiyle bir çevre felaketinin eşiğinden nasıl dönüldüğü incelenecek. İnanın bu vakayı kitaplar yazacak.
Bir cumhurbaşkanı, 17 bakan ve müesses medyanın yüzde 95’i, her türlü imkanı, hatta bizlerin vergisi ile varlığını sürdüren kamuya ait yayın kuruluşları ile kampanya yürüten, para dağımak seçmen kaydırmak gibi yöntemler geçtiğimiz seçimde geri dönülmez olarak mahkum olmuştur.
Hükümetin vatandaşla inatlaşmaktan vazgeçmesini diliyorum. Ancak hemen seçim sonrasında yaşanan olaylar bu durumu zayıflatıyorr. Hukuk dışı uygulamalarla milletin iradesini yok sayıyorlar. Demokrasiye darbe vurulmak istendiğini görüyoruz. Bu bizi derinden üzüyor. Asla unutulmamalıdır ki milli iradenin üstünlüğü Cumhuriyetimizin temel değerlerinden biridir. Seçim günü söylendiğinin aksine Van’da gereksiz bir gerilim ile hak gaspı çabalarına girildiğini gördük. Ne mutlu ki Yüksek Seçim Kurulu gereğini yaptı. Hukuk ve demokrasi dışı gidişata son vererek yanlış gidişatın son bulmasını sağlamıştır.
Ancak ülkenin pek çok yerindeki gibi İstanbul’da da benzer arayışlar var. Dün bir taraftan mazbata veriliyor, diğer yandan çifte standartlı uygulamalar devam ediyor.
Üzülerek görüyorum ki kumpaslarla millet iradesini gasp etme gayretleri devam ediyor. İstanbul’da kazandığımız Gaziosmanpaşa ve Beeykoz’da oyların tekrar sayılması bu konuda alınan kararlar usulsüzce yüürütülürken, bizim ucu ucuna kaybettiğimiz Fatih’te, Arnavutköy’de yeniden sayım taleplerimizin umursanmaksızın reddedilmesini İstanbul halkının iradesini gasp etme girişimi olarak değerlendireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
‘TUZLA’DA SEÇİMDEN SONRA YAPILAN İHALE’
İl Seçim Kuruluna bazı çevrelerden baskı geliyor, görüyorum. Açık ara farkla kazandığımız Tuzla’da mazbatasını benim yol arkadaşım Eren Ali Bingöl’e niçin vermiyorsunuz? YÜzde 11 farkla kazanan adayımız mazbatayı ne zaman alacak belli değil.
Öğreniyoruz ki seçimden iki gün sonra Tuzla Belediye Başkanı bir ihale yapıp birine veriyor. Çok ayıp böyle bir kamu ahlakı olamaz. İBB müfettişlerimi görevlendirdim. İhaleyi veren de alan da rahat olmasın. Ucu ucuna takip edeceğimi buradan söyleyeyim. Bu belediye başkanının yapmaya çalıştığı başka şeyler de var. Çok acayip şeyler deniyor panikle. Ben yıllar önce kişiliğini analiz etmiştim ama kimseye inandıramadım. Bilgiler geliyor bu sabık başkanla iş tutanlar varsa onların da başı derde girecek.
Beykoz ve Gaziosmanpaşada tüm sandıkları baştan saydırma amacınız ne? Süreci neden uzatmaya çalışıyorsunuz? Yaptığınız adaletsizlikler işiniz yaramuyor. Bu tür faaliyetleriniz yüzünden sadece güç kaybetmiyorsunuz. Aynı zamanda ülkeye ve millete zarar veriyorsunuz. Ben aylar önce eleman alımını durduran bir başkanım. İhtiyaç olduğu halde eleman almadık.
İçi boş gerekçelerle bana açtığını davalar işinize yaradı mı? Hukukun üstünlüğüne dönün. Tüm yargıç ve bürokratları direnmeye davet ediyorum.
(Haber Merkezi)